BEL, BOYUN AĞRILARI VE FITIKLARINDA
AMELİYATSIZ TEDAVİLER
Bel ve boyun sağlığınızı ihmal etmeyin…
Bel ve boyun sağlığınızı ihmal etmeyin…
Epidural steroid enjeksiyonu; boyun, kol, bel ve bacak bölgelerinde sinirlerin sıkışmasına ve uyarılmasına bağlı olarak gelişen ağrıları geçirmek için kullanılan cerrahi-dışı bir girişimsel ağrı tedavisi uygulamasıdır. Disk fıtıkları (bel-boyun fıtığı), disk kayması ve dar omurilik kanalı gibi durumlarda ağrıyı kontrol altına almak için kullanılır. Epidural enjeksiyon ile hasarlı olan spinal sinir etrafına epidural aralık aracılığıyla etkisi uzun süren bir depo steroid ve erken dönemde rahatlamayı sağlaması ve sonrasındaki refleks aktiviteyi önlemesi için de lokal anestezik içeren bir ilaç karışımı yapılır.
Epidural steroid uygulamasının etkisi hastadan hastaya değişmekle beraber problemin başlamasından sonraki ilk altı ay içinde yapılan müdahalelerde semptomları yeni başlamış hastaların %80-90’ ında düzelme sağlanır ve ileri tedavi gerektirmezler; daha geç olgularda % 50-70 hastada 2 ay ile 1.5 yıl ve üzerinde bir süre rahatlama sağlanır.
Epidural steroid enjeksiyonunun amacı ağrıyı gidererek hastanın normal yaşamına dönmesinin ve gerekiyorsa fizik tedavi ve egzersiz programına ağrısız katılmasının sağlanmasıdır.
Enjeksiyon uzun etkili bir depo steroid ve bir lokal anestezik ajan içerir. Epidural aralık aracılığıyla ilaç , sıkışmış veya etkilenmiş olan spinal sinire ulaşarak o bölgedeki yangı ve ödemi azaltarak sinir üzerindeki baskı ve etkileşimi ortadan kaldırmak suretiyle ağrıyı giderir.
Girişim, devamlı radyolojik görüntüleme altında C-kollu skopi kontrolü ile 2 teknik uygulanarak yapılır:
İnterlaminar teknik: Omurganın ortasından girilerek ilaç epidural aralığa yapılır. İlaç, sinirlerin çevresine serbest olarak dağılır.
Transforaminal teknik: İlaç, problemli olan spinal sinirin omurgadan çıktığı delikten bir iğne ile girilerek etkilenen sinirin etrafına yapılır. Tedavi için hedeflenen sinire yönelik bir girişimdir. Nokta atış tedavisi olarak da bilinmektedir.
Boyun, kol, bel ve bacak ağrısı olan hastalar epidural steroid enjeksiyonundan fayda görebilir. Girişim özellikle aşağıdaki durumlarda faydalıdır:
Disk fıtığı – Omurlararası diskin jelimsi iç çekirdeğinin diskten dışarı fıtıklaşarak bel- boyun sinirlerine baskı yaptığı hastalar.
Spondiloliz – Spodilolistezis – Omurganın alt ve üst eklemleri arasında kırık , zayıflama ve kaymaya bağlı ağrısı olan hastalar.
Dar omurilik kanalı – Spinal Stenoz – Omurilik kanalında ve spinal sinir kanalında sinirin sıkışmasına bağlı olarak özellikle yürümekle ağrısı olan hastalar.
Epidural steroid enjeksiyonunun amacı, ilacı ağrıya sebep olan bölgeye en yakın noktaya ulaştırmaktır. Girişim tamamen steril ve aseptik olarak ameliyathanede ve ameliyat koşullarında, C-kollu skopi ile sürekli görüntüleme altında yapılır. Girişim sırasında genel anesteziye, yani, hastanın narkoz ile uyutulmasına gerek yoktur. Uygulama yaklaşık olarak 10 – 45 dk. sürer.
Girişim günübirlik bir uygulamadır, yani, hastaların çok büyük bir kısmının girişimden önce veya girişim sonrasında hastanede yatmasına gerek olmaz. Hasta girişim saatinden 15 dakika önce gelerek girişim için hazırlanır.
Hastanın günlük kıyafetleri çıkartılarak bir önlük giydirilir. Hasta ameliyathaneye alınır. Eğer transforaminal girişim tekniği uygulanacaksa hasta girişimin yapılacağı özel masanın üstüne yüzüstü yatırılır. Karın altına bel kavsini düzeltmek için ince bir yastık konulur. İnterlaminer teknik ile girişim uygulanacak hastalar ise yan yatırılırlar.
Anestezi uzmanı tarafından kan basıncı ve kan oksijen düzeyleri monitörler aracılığıyla devamlı takip edilir. Anestezi uzmanı tarafından hastaya sakinleştirici ve kaygı giderici ilaçlarla sakinleştirme – sedasyon yapılır. Girişim yapılacak bel-boyun bölgesi antiseptik bir solüsyon ile birkaç kez silinerek cilt mikroplardan arındırılarak temizlenir. Girişim bölgesi steril ameliyat örtüleri ile örtülür ve 2. aşamaya geçilir.
Girişim yapılacak bölge ince bir iğne ile uyuşturulur. Bilgisayar destekli C-kollu skopi ile devamlı görüntüleme altında özel iğne ile ciltten enjeksiyon yapılması planlanan bölgeye girilir , iğne devamlı görüntüleme altında epidural aralığa ilerletilir.
Transforaminal tekniğin uygulandığı bazı durumlarda stimulatör kullanılarak hedeflenen sinire yakınlık, iğnenin ucundan verilen düşük elektrik akımını hastanın hissettiği düzeye göre ayarlanır. Bu sırada hasta bacağında elektriklenme ve atma şeklinde bir hareket hissedebilir. Her iki teknikte de iğnenin yerini ve ilacın yayılımını doğrulamak için çok düşük miktarda , röntgen altında görülme özelliği olan radyo-opak madde verilir. İğnenin en uygun pozisyonu doğrulandıktan sonra ilacın enjeksiyonuna başlanır. Hasta bu sırada bel kısmında hafif bir dolgunluk ve baskı hissedebilir. Enjeksiyon bittikten sonra iğne çıkartılarak girişim sonlandırılır.
Hasta 1- 3 saat derlenme odasında istirahat ettirilir. Enjeksiyondan sonra belde ağrı ve girişimin yapıldığı bacakta geçici bir uyuşma ve ağrı olabilir. Girişimden sonra azalan veya geçen ağrı 4-6 saat içinde tekrar başlayabilir. Bu durum lokal anesteziğin etkisinin ortadan kalkmış olmasından kaynaklanır. Uzun etkili steroidin asıl etkisi 24-48 saat içinde tam istenilen düzeye gelir ve hastanın ağrısı 12-24 saat içinde ortadan kalkmaya başlar.
Girişim günü istirahat önerilir. Sonraki 2 gün de beli ve boynu aşırı zorlayacak hareketlerden kaçınılmalıdır. Hasta kullanmakta ağrı kesicilere devam eder. 2 hafta sonra kontrole gelir.
Şikayetleri aylar içerisinde başlamış , erken dönemde müdahale edilen hastaların % 70 – 90’ ında olumlu cevap alınır. Hastanın gösterdiği cevaba göre girişim 2 hafta sonra tekrarlanabilir ama 1 ayda 2’ den fazla enjeksiyon önerilmez. Hastalarda 6 ay ile 2 yıl ve daha fazla bir süre iyilik hali sağlanabilir.
Girişim sonrası bel ve boynunu koruyan , egzersiz ve fizik tedavi hareketlerini yapan hastalarda çok daha tatmin edici ve uzun süreli sonuç alınır.
Aşağıda tanımlanan hastalara girişim yapılmaz;
Şeker hastalığı olan hastalarda 1-2 hafta şeker düzeninde bozulma gözlenebilir, ek ilaç gereksinimi nadiren gerekebilir.
Epidural steroid enjeksiyonu yapılan hastalar içerisinde literatürlere göre 40-60 bin hastada bir sıklıkta enfeksiyon görülme ihtimali mevcuttur ama girişimi ameliyathanede mutlak steril koşullarda gerçekleştirmek suretiyle ve alınan ek önlemlerle bu olasılık en düşük düzeye çekilir.
Çok nadir olarak geçici başağrısı olabilir. Sinir hasarı da çok nadir görülen bir durumdur.
Kullanılan steroide bağlı olarak vücutta sıvı tutulması olabilir. İlk hafta mümkün olduğunca tuzsuz diyetle bu durumun önüne geçilebilinir.
Tüm bunlar tıp kitaplarında ve literatürlerde yer alan bilgiler olmakla beraber girişimin güvenliği için gerekli tüm önlemler alınmakta ve tüm bu sayılan riskler minimuma indirilmektedir.
Faset eklem steroid enjeksiyonu omurganın hareketliliğini ve esnekliğini sağlayan , her 2 omur arasında alt , üst , sağ ve sol olmak üzere dörder tane olan faset eklemlere bağlı bel problemlerinde uygulanan bir girişimsel tedavi yöntemidir.
Faset eklem steroid uygulaması faset eklemlerle ilgili problemlerin tedavisi için kullanılırken aynı zamanda bel ağrısının faset eklemlerden kaynaklanıp kaynaklanmadığının anlaşılması için kullanılan bir tanı yöntemidir. Bel ağrılı bir hastanın ağrısının faset eklem enjeksiyonundan sonra ortadan kalkması problemin faset eklemlerden kaynaklandığının güvenilir bir göstergesidir.
Enjeksiyon uzun etkili bir depo steroid ve bir lokal anestezik ajan içerir. Ağrıya sebep olduğu düşünülen faset eklem içine veya o faset ekleme ait sinir etrafına ilaç uygulanması ile gerçekleştirilen bir uygulamadır.
Girişim, anında radyolojik görüntüleme altında C-kollu skopi kontrolü ile 2 yaklaşım uygulanarak yapılır :
Faset eklem steroid enjeksiyonu, özellikle faset sendromu denen belin, arkaya, sağa, sola eğilmesi ve sağa, sola dönmesi ile bel ağrısı olan, ağrısı genelde belde, kalçalarda veya bacağın üst kısımlarında yoğunlaşan, herhangi bir ayağına kadar yayılmayan ve özellikle gece yatakta dönmekle artan bel ağrısı olan hastalara uygulanır. Uygulama aşamaları ve yapılamayacak hastalar ve yan etkileri epidural steroid enjeksiyonu ile benzerlik gösterir.
Omurga kemikleri arasında yer alan disklerin fıtıklaşması pek çok kişisel faktöre bağlanabilmektedir. Bunlar, yaş, ırk, obezite, sigara kullanımı ve mesleki stres faktörleridir. Tüm bu sebeplerin kombinasyonlarına bağlı olarak ortaya çıkan sürekli boyun, omuz, kol, sırt, bacak ağrısının tedavisi için bir çok müdahale yapılabilmektedir. Genellikle konservatif tedavi ile ağrı şikayeti gerilemiyorsa tek seçenek olarak cerrahi tedavi düşünülmekteydi. Son yıllarda hastalara bir seçenek olarak sunulan perkütan disk dekompresyon tekniği olarak tanımlanan yöntemlerden bir tanesi de nukleoplasti işlemidir. Yapılan pek çok bilimsel çalışmanın sonuçlarına göre bu yöntemin başarı oranı uygun hastalarda uygulanırsa %80’in üzerindedir.
Radyofrekans enerji kullanarak kontrollü bir şekilde nukleus pulposus dokusunu ortadan kaldıran minimal invazif bir girişimdir. Bu ezilmiş sinir kökleri üzerindeki basıncın ve disk içi basıncın azalmasına yol açar. Bu yöntemde özel bir iğne ile disk içine girilerek radyofrekans enerjisinin geçirgen bir ortama uygulanması ile çubuğun tepesindeki elektrodun etrafında 40-70 0C ısı oluşturulur. Oluşturulan bu ısı, bölgedeki disk içeriğinde bulunan pek çok element molekülü ile birlikte oksijen, nitrojen, hidrojen ve karbondioksit gibi düşük moleküler ağırlıklı gazların içindeki moleküler bağları ayrıştırmak için yeterli enerji içerir. Oluşan bu gazlar introduser iğne aracılığıyla ortamdan uzaklaşır. Disk içeriğinin buharlaşmasıyla ortaya çıkan basınç azalması, diskin protrüze olan kısmının disk içine doğru çekilmesini sağlar. Bu yöntemle yaklaşık olarak 1 cc disk içeriği boşaltılır, bu da yaklaşık nukleus pulposusun %10’una eşittir.. Bu işlem radyofrekans ile yapılabileceği gibi diode lazer ile de uygulanabilir.
Girişim tamamen steril ve aseptik olarak ameliyathanede ve ameliyat koşullarında , C-kollu skopi ile sürekli görüntüleme altında yapılır. Girişim sırasında genel anesteziye yani hastanın narkoz ile uyutulmasına gerek yoktur. Uygulama yaklaşık olarak 60 dk. sürer.
Nukleoplasti sonrası hastalar aşağıda belirtilen kuralları uygulamak üzere eve gönderilir.
Tekniğin başarı oranları %50-80 arasında olarak bildirilmiştir.
Bel-boyun fıtıklarında diskin içine ozon gazı uygulamasıdır. Ozon nükleozis adı da verilir. Uygun vakalarda %80’in üzerinde başarı şansı mevcuttur. Hasta işlemden sonra aynı gün evine dönebilir. Ozon diskektomi nörolojik defisiti olmayan yani kol veya bacaklarda belirgin güçsüzlüğü olmayan bel-boyun fıtık olgularında uygulanabilen bir yöntemdir. Diğer disk içi yöntemlere benzer bir yöntem olmakla beraber burada disk içine ozon gazı enjekte edilmektedir. Ozon nükleolizis’in kullanım alanları disk içi nükleoplasti uygulamaları ile hemen hemen aynıdır. Nükleoplasti ile kombine edilebilir. Komplikasyon oranları hemen hemen yok denecek kadar azdır.
Epidural(beyin ve omurilik zarının dışı) bölgede çeşitli nedenlerle oluşan lezyonlar ağrı nedeni olarak karşımıza çıkabilmektedir. Epidural bölgedeki lezyonların oluşma sebepleri arasında; cerrahi operasyon sonrası bu bölgeye kanama olması ve iyileşme sürecinde yara dokusu haline gelmesi, diskte ortaya çıkan yırtık sonrası disk içeriğinin bu bölgeye sızması, bel fıtığı ameliyatı sonrası disk yırtılması, omurga gövde kırığı sayılabilir. Fakat en sık sebep cerrahi işlem sonrası yara dokusu oluşumudur. Oluşan yara dokusu sinir kökleri üzerinde bası yaparak veya uyarıya sebep olarak kalıcı ağrı oluşumuna sebep olur.
Epidural lezyonların MR (manyetik rezonanas) veya BT (bilgisayarlı tomografi) gibi klasik yöntemlerle tanınması oldukça güçtür. Epidurogram (epidural aralığa radyoopak madde vererek görüntüleme) ve epidurografi (epidural aralığın görüntülenmesi işlemi) epidural lezyonu en iyi şekilde ortaya koyabilir.
Epidural lezyona bağlı ağrıyı gidermek için bir iğne aracılığıyla epidural aralığa yapılan tek seferlik enjeksiyonlarda, enjekte edilen sıvının en az direnç ile karşılaştığı yolu izlediği ve lezyonun içine ulaşmadığı görülmüş ve lezyonun giderilebilmesi için bir kateter yardımıyla lezyonun içine girilmesi ve bu şekilde ilaç uygulanması tercih edilir olmuştur.
Ağrıya sebep olan epidural lezyonun içine kateter yerleştirerek lezyonun tam içine hipertonik tuz çözeltisi verip lezyon ve yapışıklıkların ortadan kaldırılması işlemidir. Epidural lezyonun oluştuğu bölgeye göre kaudal (kuyruk sokumu), servikal (boyun) ve torakal (sırt) epidural lizis yöntemleri uygulanır.
Hasta yüzüstü pozisyonda yatırılır. Bel bölgesinin düzleştirilmesi amacıyla karın altına yastık destek konulur. İşlemin yapılacağı bölgenin temizliği sağlanır ve steril olarak silinip hazırlanır. Skopi (X ışınları kullanarak görüntüleme sağlayan cihaz) kontrolü ile girişimin yapılacağı bölge görüntülenir. Epidural kateter problemli bölgeye ilerletilir. Yapışıklık açıcı hyaluronidaz bölgeye enjekte edilir. Sonrasında mekanik olarak yapışıklık olan bölge kateter yardımı ile açılır. Bölgeye hipertonik solusyon ya da epidural steroid enjekte edilir. Bu işlem için özel epidural hareketli kateterler kullanılır.
Özellikle bel ve sırt ağrıları nedeniyle başarısız cerrahi geçirmiş olan hastalarda, bunun dışında epidural alanda lezyon oluşumuna neden olabilen spinal kolon metastatik kanserleri, disk yırtıkları, omurga kırıkları, faset eklem sendromu gibi patolojilerde epidural lizis yöntemi ağrıyı gidermek ve yapışıklıkları açmak amaçlı kullanılabilir.
Epidural lizis uygulamasından sonra %80 oranında hastaların ağrılarında azalma/kaybolma ve motor işlevlerde belirgin düzelme görülür. Azalan ağrı ve azalmış olan kas gücünün yerine gelmesiyle hastalar fizik tedavi programına alınır. Fakat yaygın yara dokusu oluşumu nedeniyle lezyonların tamamını lizise uğratmak her zaman mümkün olmayabilir. Gerek duyulduğunda işlem tekrar uygulanabilir.
Yan etkiler nadir olarak görülmektedir. Ortaya çıkabilme ihtimali olan yan etkiler şu şekilde sıralanabilir;
Kaudal alan sakral 5 ve bazen sakral 4. omurun laminalarının birleşmemesi sonucu oluşan bir açıklıktır. Bu bölgeye yapılan enjeksiyonlar ve kateterizasyon özellikle çocuk, erişkin ve gebe hastalarda bölgesel anestezi ve analjezi amaçlı kullanılmaktadır. Anatomik olarak hastaların %7.7’sinde sakral hiatus olmayabilir.
Hasta yüzüstü pozisyonda yatırılır. Bel bölgesinin düzleştirilmesi amacıyla karın altına yastık destek konulur. İşlemin yapılacağı bölgenin temizliği sağlanır ve steril olarak silinip hazırlanır. Skopi (X ışınları kullanarak görüntüleme sağlayan cihaz) kontrolü ile girişimin yapılacağı bölge görüntülenir. Sakral hiatus adı verilen açıklıktan özel bir iğne ile epidural aralığa ulaşılıp radyoopak madde ile iğnenin epidural alanda olduğunun kontrolü yapıldıktan sonra lokal anestezik ilaçla beraber depo steroid yapılması işlemidir.
Faset eklemler omurganın hareketliliğini ve esnekliğini sağlayan, her 2 omur arasında sağ ve sol olmak üzere ikişer tane olan eklemlerdir. Bu eklemler yaşlanmaya, geçirilen travmalara, yoğun bedensel aktivite gerektiren bazı mesleklere ya da geçirilen bazı cerrahi girişimlere bağlı olarak normal yapısını kaybedebilir ve başlı başlarına kronik ağrı kaynağı olabilirler. Faset eklemlerin duyusunu sağlayan sinire medial sinir adı verilir.
Faset eklemlerin yapısında meydana gelen bozulmalar ile boyun ve bel ağrıları ortaya çıkabilmektedir.
Problemli olan faset eklemlere ait sinirler bulunarak, radyofrekans enerjisi yardımı ile faset eklem sinirlerinin yakılması işlemidir.
Girişim, radyolojik görüntüleme altında C-kollu skopi kontrolü ile yapılır. Girişim yapılacak olan medial sinirin yeri sinir stimulatörü kullanılarak bulunur. Medial sinirin yerini bulmak için öncelikle skopi ile girişim için uygun nokta saptanır. İğne ile ciltten geçilerek hedeflenen noktaya ulaşılır. Medial sinirin tam yeri sinir stimulatörü ile çok düşük düzeyde elektriksel uyaran vererek ve bel bölgesindeki kas hareketleri gözlenerek saptanır. Bel kısmında ufak kas hareketleri ve o bölgede hafif karıncalanma hissedilince medial sinire ulaşıldığı anlaşılır. Medial sinir, bu bölgeden ağrı sinyallerini ileten sinirdir ve radyofrekans enerjisi kullanılarak sinirin ağrı sinyali üretmesini engelleyecek yakma işlemi gerçekleştirilir.
Faset eklem sendromu denilen, belin, arkaya, sağa, sola eğilmesi ve sağa, sola dönmesi ile bel ağrısı olan, ağrısı genelde belde, kalçalarda veya bacağın üst kısımlarında yoğunlaşan, herhangi bir ayağına kadar yayılmayan ve özellikle gece yatakta dönmekle artan bel ağrısı olan hastalara uygulanır.
Hasta 1- 3 saat derlenme odasında istirahat ettirilir. İlk gün dinlenmeniz koşulu ile evinize gidebilirsiniz. İlk günden sonra normal hayatınıza dönmenizde hiçbir sakınca olmayacaktır.
Faset eklem denervasyonu yan etkileri çok az olan bir uygulamadır. Çok nadir olan komplikasyonlar enfeksiyon ve kanama olarak sayılabilir.